Pages

Pages - Menu

21 Nisan 2011 Perşembe

Biz aslında neyiz kitapın konusu nedir

Hüseyin Tunç, Biz Aslında Neyiz adlı kitabında, insanda var olduğu düşünülen potansiyel gücü hayata geçirme amacı güden NLP yöntemlerine muhalif bir tavır ortaya koyuyor. Tunç, kitabının piyasadaki sayısız kişisel gelişim kitabından biri olmadığını özellikle vurguluyor.

Nice okurun parmaklarının er geç dokunduklarındandır, NLP ya da tabir-i diğerle kişisel gelişim kitapları. Kendinizi “ben neymişim?” sorusuyla baş başa bıraktığınız zaman dilimi ise kitapları bitirdikten sonra yoğun bir muhasebe sürecidir. Pek çok kimse, yakın bir zamana kadar NLP kavramı ve üzerine yazılmış kitapların, düzenlenen seminer ve konferansların, yapılan yayınların hemen her sahada verimliliğin artmasına yardımcı olacağına inanıyordu. Ancak tercüme eserlerin ağırlıkta olması, yöntemin kültürel birikimler ve değer hükümleriyle doku uyuşmazlığını sonuç verir. Benzer eserlerde yer alan muhteva ve metotlarda sahte mutluluk telkinleri ve mistik fantezilerin birbirinden oldukça farklı dini öğretilerin harmanlanmasıyla meydana getirilmesi gerçeği, -hangi farkındalık sürecinden sonradır ki- üç maymunun duyularını işler hale getirmesiyle “ben olduğum gibiymişim” cevabıyla zaten olana dönüşür.

Hüseyin Tunç, Biz Aslında Neyiz adlı kitabında, insanda var olduğu düşünülen potansiyel gücü hayata geçirme amacı güden NLP yöntemlerine muhalif bir tavır ortaya koyuyor. Tunç, piyasadaki sayısız kişisel gelişim kitabından biri olmadığını vurguladığı çalışmada özellikle o kitapların içerdiği birçok kavramı reddeden ve ret gerekçelerini de izah eden bölümlere yer veriyor. NLP’nin bencillik aşıladığı insanoğlunun mutluluk arayışında ters köşe olduğuna işaretler sıralıyor peşi sıra. Asıl çözümün ‘ben’ değil ‘biz’ olması gerekliliğini, dini söylem etrafında değerlendiriyor. Sorunsalın temeline ‘kendini bilmeme’yi yerleştirip yetinebilmeyi, utanabilmeyi, doğal kalabilmeyi teşvik gayretini mevcut kılıyor.

Kitaptaki her alt başlık detaylı bir çalışmanın konusu olabilecek nitelikte. Oldukça fazla sayıda konunun esere dahil edilme çabası mevzular arası bağlantıların güçlü olmasına engel teşkil ediyor. Yazar da bunun farkında. Kitabın tamamına konuşma dili hakim. Okuru düşünmeye sevk eden soru cümlelerine de bolca yer verilmiş. Sosyolojik ve duygusal tahlillere ağırlık veren yazar, çoğu zaman çözüm ortaya koymaktan kaçınıyor. Her ne kadar olaylar, değişimler, kavramlar, hatalar üzerinden düşünmeye yöneltme amacı güdülse de okuma, bir çözüm beklentisine götürüyor okuru. Cevapsız kalan sorular ya da sonu üç noktalı cümleler ve bazı içerik tekrarları yorucu olabiliyor.

“İnsanoğlu, kavşağa geldiğinde ‘sınırsız mülkiyet’ ve ‘kuralsız rekabet’ tabelasını gösterdiği tarafa yönelmiştir.” tespitine neden olan hatalı süreçlerin defolu sonuçları doğuracağına da değiniyor Tunç. Defolu ürün, yağmacı, bencil ve vurdumduymaz insan tipi…

“Zenginlik, konfor ve eğitim seviyesi her geçen gün arttığı halde, insanlardaki hak ve hukuk anlayışı neden gelişmiyor? Başkalarıyla çatışmadan birlikte yaşamanın yolu bulunamaz mı? Değersiz nice unsura neden haddinden fazla değer veriyoruz? Neler uğrunda kendimize ve çevremize zulmediyoruz? Hayatımızın gayesini neden unutuyoruz?”gibi sorulara cevap arayışı Biz Aslında Neyiz. Hayatın içinden örneklerin yer aldığı kitap bir çağrı niteliğinde. Çağdaş insanın sıkıntılarını aşmaya yönelik bulduğu yapay çözümler üzerinde yeniden düşünme çağrısı…

Mesnevi’den Ders Almış

Hüseyin Tunç, Mevlana’nın Mesnevi’sinden yaptığı alıntıyı kitabın çekirdeği kabul etmiş gibidir. Eser de bu telkinlerin üzerine bina edilmiş sanki…”Yüz binlerce kadın ve erkek, sebeplere başvurdukları halde, ne diye zamanın faydalarından birini elde edemediler? Dünya kurulduğundan beri, yüz binlerce devir içinde, sayısız insanın ağzı ejderha gibi açıldı. O akıllı ve bilgili insanlar, öyle hilelere başvurdular ki, hilelerinden dağlar bile yerinden koptu. Bunca tedbirlerine rağmen, gerek ava giden kişilerin, gerekse çeşitli işlerde hırsla çalışanların ellerine, ezelde verilen kısmetten başka bir şey geçmedi. Bütün bu uğraşan, didinen insanların hepsi de tedbirlerinden, çalışmalarından aciz kaldılar, bir şey elde edemediler, sonra da Allah’ın emri ve takdiri neyi uygun gördüyse, o oldu. Ey tanınmış kişi, kazanmayı bir addan başka bir şey bilme; ey hilekar, senin bu hileli çalışmalarını da, bir vehimden başka bir şey sanma.”

Katılım Bankacılığının 25 yılı

Hüseyin Tunç’un geçtiğimiz günlerde yayımlanan Katılım Bankacılığı adlı kitabının ana konusunu ise 25 yıllık geçmişe sahip olan faizsiz/katılım bankacılığı oluşturuyor. Çalışma, ana prensibi ticari faaliyet olan bu sistemin teorisi, kökleri, tarihi süreci, içinde geliştiği toplumun sosyolojik yapısı üzerine kapsamlı bir içeriğe sahip. Sistemle ilgili bilgi boşluğunu kapatmayı hedefleyen kitabın ilk bölümü faizsiz ekonomiyi genel hatlarıyla ele alıyor. Hakim olan ekonomik sistemin neden olduğu sorunlar irdelenip Doğu ile Batı’nın işbirliği içinde çözüm sunabilecekleri de vurgulanıyor. Geçmişten bugüne analizlerin de yer aldığı kitabın ikinci bölümünü ise katılım bankacılığının felsefesi ve teorisi oluşturuyor. Kitabın sonunda ise faizsiz bankacılığın Türkiye uygulaması ile geleceğine yön verecek hususlar ele alınıyor.

Tags:
BIZ ASLINDA NEYIZ KITAPI, biz aslında neyiz, hüseyin tunç biz aslında neyiz konusu, biz aslinda neyiz kitabi, biz aslinda neyiz kitap, Biz aslinda neyiz kitap 2011, biz aslinda neyiz icerigi, biz aslında neyiz konusu, biz aslında neyiz özet, biz neyiz kitabının içeriği
Biz aslında neyiz kitapın konusu nedir yazısına ait etiketler : biz aslında neyiz, biz aslında neyiz hüseyin tunç, biz aslında neyiz kitap konusu, biz aslında neyiz konusu, biz aslında neyiz yazarı, hüseyin tunç
Biz aslında neyiz kitapın konusu nedir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder