4 Ağustos 2011 Perşembe

Domatez Çorbası (Kıtır İçerir)

Kim ki beni ararsa buluyor. Bela mıyım mevla mı anlamadım. Her iki kategoride de yer aldım. Bu yüzden yok cevabım.

Ağzına götürdüğü son kaşıktan sonra alelade bir cümle çıktı ağzından, ağzındaki çorbadan anlaşılması zor olan... Dedim ya alelade, bu yüzden anladım kolaylıkla. Diyor ki, çorba çok sıcak. Ufff derken iç sesim onu onaylamak zorunda kalıyorum; evet... Roka da serinletiyor ağzımın içini diyor daha anlaşılır kelimelerle. Kıçından feyz alarak bile uzun konuşmalara sebep olabilen bu adam neden beni buldu diye soruyorum kendime.

Bir çorba istemeye karar veriyorum lokantaya oturduğumuzdaki fikrimin aksine. Domates çorbası istiyorum. Domatez çorbası mı tamam abi, şeklinde bir karşılık alıyorum. Bu lafın üzerine biraz da şımarıyorum; abi olmuşum. Arkasından bağırıyorum; kaşarı bol olsun... İnsanoğlu bu, kaşarı bol bulsun derken sus diyorum iç sesime, böyle bir laf yok diye... Kıtır var ise kıtır da olsun diyorum. O yok be abicim cevabını alıyorum. İkinci kez abi oluyorum ve biraz daha şımarıyorum. Bizim oradaki lokantalarda hep oluyor yalanını söylüyorum doğup büyüdüğüm şehrin lokantasında...

Çok acıktığı her halinden belli.Ekmek lokmaları kocaman ve çorba alışları kısa aralıklara sahipti.O zaman zarfında düşünmeye vakit ayırabildim biraz.İç sesimi dinlemeye başladım da diyebilirim.Ayıya bak nasıl da yiyor diyordu.İnsan her zaman mükemmel şeyler söyleyen bir iç sese sahip olmayabilir.Ben de bunlardan biriyim.Güzel şeyler söylediği olurdu,ama bana...Başkası hakkında böyle geveze yorumlar yapar dururdu.Anlaşıldığı üzre gıcık bir yapıya sahipti.Susturmak ne mümkün,ancak ben konuşursam mümkün.Ama onun düşüncelerini de insanlara dile getiremem ki...

Kötü olmak cesaret işidir. Bir kişiye kötü olacak kadar cesaret yok iken bünyemde nasıl ele geçirebilirim tüm dünyayı elime... Bir yerden başlamak gerek dedim ve hassktir lan dedim ona. Bu biraz ağır kaçtı galiba...Neyse ki anlam veremedi bu yersiz küfrüme zira anlam verebilseydi akıl sağlığımdan şüphe edebilirdi. Yuh dedim iç sesime, vur dedik öldürdün diye. Şu an itibarıyla anlattığı saçmalıkları dinleyen tek kişi olarak mevlası olduğum kişinin belası olup uzaklaşmayı denemeliydim. Kontrolsüz bir güçtü anlaşıldığı üzre benimki. Ortası yoktu kesinlikle. Bu cümlemle o deyişi de sorgulama sürecine girmiş bulundum. Bu süreçten, içeriğinden bahsetmeyeceğim elbette size.

Kaşarlı çorbam geldi,bu süreçlerden sonuncusunu tamamlayamadan ben.Bir de kaşarlı ekmek getirmişlerdi yanında.Katmerli bir zevk yaşatacaklarını düşünmüşlerdi akılları sıra,bana...Kaşarı çorbada bol istemiştim oysa.Edebi bir yaklaşım sergiledi iç sesim o esnada.Sahip hep böyledir hayat;sen yanında mesut olsun istersin,o başka bir yerde de olsa hep mesut olur...Ne alakası var ulan ipne,dedim iç sesime...Biraz alındı sanırım bu sözüme.Zira iç sessiz kaldım uzun bir süre...

Ohooo sen beni hiç dinlemiyorsun bir de küfrediyorsun üstüne şeklinde bir sitemle kendime geldim.Zira "ne alakası var ulan ipne" sözünü paylaşıma da açmışım o bir şeyler anlatırken...Alınganlık göstereceğini umut ederken;sensin lan ipne şeklinde laubali bir tavırla karşılaştım.

Gidebilmeliydim.Bu ilk gidişim olmayacaktı ama gitmelerim hep epey uzun zaman almıştı.Bir anda olmalıydı.Bir jilet kesiği gibi,acı vermemeliydi.Eğer olursa,böylesi ilk gidişim olacaktı...Yıkıp dökerek gittiğimden evvelinden hiç dönemedim enkaz yerine.Katil değilim ki,cinayet mahalline döneyim ya da deprem,artçı sarsıntılar yaratayım...

Çay içer misiniz abi sorusuyla yeniden kendime geldim.İkimiz adına hemen karar verdim,hayır.Ondan gidemezken henüz,en azından oradan gidebilmeliydim.İlk hamlem nedeniyle kendimi takdir ettim.İç sesimin de takdirini kazanmıştım.Helal olsun abi idi uzun zaman sonra duyduğum ilk üç kelime...

Hesaplar ödendi ve mekandan çıkıldı.Şimdi ne yapalım sorusuna verdiğim kısık sesli bilmem yanıtı onu yeni planlara itti.İkimizi içeren planlara.Onun çok samimi arkadaşı olan Selen'i de çağırıp başka bir ortak arkadaşlarının evine gitmemizi önerdi.Yeni insanlarla tanışacak olmak ve karşı cinsten birinin ortama katılacak olması daha iyi bir planı olmayan beni ikna etmeye yetti.Can evimden vurmuştu.Artık değişeceğimi,bir saattir beynimi sken bu adam sayesinde sosyalleşeceğimi düşünmeye başlamıştım.Bu kişinin kendine söylediği binbir türlü yalandan en haincesidir.İnsan değişmez.Değişmeyi ümit eder.Ölene kadar değişeceği günü hayal eder...

Planda hiçbir sekme yoktu.Selen gelmişti.Çok konuşmadan gidilmesi planlanan yere ulaştık.Gittiğimiz evde hiç kimseyi tanımıyordum.Benimle tanışmak için de özel bir çabaları olmamıştı.Biz oraya gidene kadar epey içki tüketilmişti.Birbirinden çekinmeden küfürleşen kadın ve erkekler ile dolu bir evdi.Bir kadının en sevmediğim yanı küfretmesidir.Bir erkeğin de en sevmediğim yanı bir kadının yanında küfretmesidir.Çok konuşuldu.Hiç susulmadı.Nöbet devri yapılmıyordu.Kişiler zaman aralıklarına bakmaksızın lafı devralıyordu...

Gitmeliydim.Yıkıp dökerek de olsa gitmeliydim.Kapıyı açtım,aşağıya baktım.Hiçbir gidişimin geri dönüşü olmamıştı.Bu sefer de büyük ihtimalle öyle olacaktı.Atladım.Bu ilk gidişim değildi elbette ama son gidişimdi...

domates çorbası,kıtır domates çorba, balkon, kapı gitmek nöbet çay kaşar ekmek mevla bela ses laf

0 yorum:

Yorum Gönder